12.02.2021

İLÇE MÜFTÜMÜZÜN ÜÇ AYLAR MESAJI

 

Yüce Rabbimizin sayısız lütuf ve ihsanı ile ömrümüze bereket, ruhumuza sükûnet katan üç ayların gölgesi üzerimize düştü. Önümüzdeki 13 Şubat 2021 itibariyle Recep ayına kavuşmuş olacağız. 18 Şubat Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece ise inşallah Regaib gecesini idrak edeceğiz.

Recep, Şaban ve Ramazan’ı içinde barındıran, ecdadımızın üç aylar diye isimlendirdiği, çok güzel bir mânevî ve rûhanî mevsim var önümüzde. Allah’ın lütfuna, inayet ve nusretine ermek için ne güzel fırsatlar peş peşe gelmekte! Bu müstesna fırsatlar Regâib gecesiyle başlar. Mirac ve Berat gecesiyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşır.

Allah Resûlü (s.a.s), üç ayları karşılarken şöyle dua ederdi:

اَللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبَ وَشَعْبَانَ، وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ

Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına kavuştur.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, IV, 189; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 259.)

Sevgili Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu aylarda nafile oruç tutar, ibadet ve taate rağbetini daha bir artırırdı.

Denilir ki “Receb tevbe; Şaban muhabbet; Ramazan da Hakk’a kurbiyet ve vuslat ayıdır.”

“Receb, günahı, isyanı terk etme; Şaban, salih amel işleyip vefa gösterme; Ramazan ise sıdk u sefâya erme ayıdır.”

“Receb’de şevkle girişilen tevbe ve hasenât kabule mazhar olur; Şaban’da işlenmiş eski seyyiat (günahlar) af olunur; Ramazan’da ise kula, ilahî ihsan ve ikramlar bahşedilir.”

Bu sebepten, baş tacımız, göz nurumuz ve gönül sürurumuz, sevgili Peygamberimiz, bu üç aylar hakkında: “Receb Allah’ın, Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur. (Beyhakî, Şu’abü’l-Îmân, III, 374; Münâvî, Feyzü’l-kadîr, IV, 162-166.)

Zünnûn-ı Mısrî (ra.) (v. 245/859) diyor ki:

“Receb ekme, Şaban sulama ve tımar(bakım), Ramazan ise hasat ve biçim ayıdır.”

“Sene bir ağaca benzetilse Receb, o ağacın yapraklanma; Şaban, çiçeklenip meyvelenme; Ramazan ise olgunlaşan mahsulün devşirilip toplanma zamanıdır.”

Hülasa, günahkâr, asi, mücrim, gafil kulların, eğriyi bırakıp doğruya, batılı bırakıp hakka, kötüyü bırakıp iyiye yönelmesi, yani tevbe-i nasûh eylemesi; yaratılış gayesini sezip, görevini idrake başlaması, sorumluluğunu hissetmesi, aziz ve celil rabbimiz olan Allah’a mahbûb ve makbul kul olmaya yönelmesi, Numûne-i imtisâlimiz, rehberimiz, Resûlullah Efendimize (sas) has/halis ümmet olmaya çalışması için üç aylar her yıl tekerrür eden büyük bir imkân, kıymetli bir fırsat, uygun bir zamandır.

Ayet-i kerimede Cenab-ı Allah (cc) “Rabbinizin bağışlamasına (nail olmaya) ve takva sahipleri için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. buyuruyor. (Âl-i İmrân, 3/133)


Bu duygu ve düşüncelerle başta aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın ve bütün İslâm âleminin mübarek üç aylarını tebrik ediyor; üç ayların gelişiyle birlikte gönüllerimizi itminana kavuşturan rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin, ülkemizden başlayarak dalga dalga tüm insanlığı kuşatmasını ve bu kıymetli zaman dilimini hakkıyla ihya edip Ramazan’a kavuşmamızı Rabbimizden niyaz ediyorum.

Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu   Çağrışıp ötmenin zamanı geldi
Selviler yeşerdi çiçekler doldu   Cana can katmanın zamanı geldi

YUNUS AYDIN

KARAPINAR İLÇE MÜFTÜSÜ