A- İLK ÇAĞLARDA KADINHANI
Kadınhanı, Konya ve Ladik ile beraber ilkçağlara kadar uzanan oldukça eski bir tarihe sahiptir. Klasik Doğu Roma Dönemi’nde Yunan – Roma yolu üzerinde İkonium(Konya), Laodica Cambustra (Ladik), Pira (Kadınhanı), Philomelion (Ilgın) gibi önemli şehirler bulunmaktaydı. Bu önemli yol, doğu ticareti(İpek yolu) ve Kral yolu olarak çok önemliydi. Posta teşkilatı da bu yolu kullanmakta ve üzerinde önemli hanlar bulunmaktaydı. Bu hanlar kralın emrinde idi.
Daha sonraki dönemlerde bu yol Bizans Askeri yolu olmuştur. Dorylaiin (Eskişehir), Amorian (Seyitgazi), Pira, Laodica, İkonium bu yol üzerinde bulunmaktaydı. 19.yy’da Konya’dan Eskişehir’e oradan da İstanbul’a ulaşan bu araba yoludur. Kudüs’e giden hacılar da bu yolu takip etmekteydi.
Doğu Roma İmparatorluğu Maxmian devrinde İkonium (Konya), Laodica (Ladik), Lysra (Hatunsaray), Galatia vilayeti önemli Roma şehirleridir. Galatia Kadınhanı, Atlantı ve çevresi olmaktadır. Bu bölge ile beraber Kadınhanı da uzun yıllar Etiler’in egemenliğinde kalmıştır. Daha sonra Frigyalılar ve Lidyalılar bu bölgede egemen olmuşlardır. M.S. IV. asırda İranlıların hakimiyetine girmiştir. İskender İmparatorluğu, Bergama Krallığı da bu bölgede egemen olmuş, yurt tutarak önemli sanat eserleri bırakmışlardır. Bölgede elde edilen birçok kalıntı ve sanat eserleri bu bilgiyi doğrulamaktadır. Raziye Hatun Kervansarayı’nın duvarında çevreden devşirilerek kullanılan birçok taşla beraber Kadınhanı’nın çeşitli yerlerinde ayrıca Kestel ve Kındıras’ta bulunan aslan figürleri ve sütun başlıkları bu devir izlerini gösteren önemli kalıntılardır.
B- SELÇUKLULAR DÖNEMİ
1071 tarihinde Alparslan Gazi’nin Malazgirt Zaferi ile beraber Türkler Anadolu’ya adım atmışlardır. Büyük Selçuklu Hükümdarı Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in 1077’de Konya ile beraber Kadınhanı topraklarını da Romalılardan alışıyla Oğuz Türkleri bu bölgeye yerleşmiş-lerdir. Oğuz Türkleri Romalıların kaçarken yakıp yıkarak bıraktıkları köy ve şehirleri onararak yerleştiler. Bu köy ve şehirlerin birçoklarının adlarını da kendi dillerine göre değiştirdiler. Kastel (kestel), Kındıras o dönemin önemli yerleşim birimleridir.
Kadınhanı’na yerleştirilen Oğuz boyları; Kınık, Bayat, Savur, Afşar ve Çaşdurlardır. Ka-dınhanı merkezine Bayat Boyu Doğanlar oymağı (Doğanlar Mahallesi adını buradan alır), Üçok kolu Çavundur Boyu (Çavundur Mahallesi) yerleşmiştir. Afşar boyu ise Afşarlı köyüne yerleşmiştir. Kolukısa, Meydanlı ve Karahisarlı köylerimize ise Azeri Türkmenlerinden Şamlar Aşireti yerleşmiştir. Bu Oğuz Türklerinin bazıları ise konar-göçerlik hayatını sürdürmüşlerdir.
Bazı köylerimiz ise adını ünlü kişilerden almaktadır. Mesela Karakurtlu Köyü adını Anadolu Selçuklu Sultanı I. Rüknettin Süleyman’ın başkomutanı Karakurt’tan almaktadır. Kökez Köyü ise Karamanoğlu büyüklerinden Kökez Han’dan adını almaktadır. Eskiden Kadınhanı’nın adı Saideli idi ve savaşta üstün başarılar gösteren Said ismindeki bir beye arpalık olarak verildiği için bu adı almıştır. Turgutoğlu Hasan Bey Oğlu Ömer Bey Saideli’nin emiri(Valisi) olarak geçmekte, H.827 yılında yazdırdığı vakfiyesinde Saideli Vilayeti olarak zikredilmektedir.
Anadolu Selçukluları Dönemi’nde Raziye Devlet Hatun tarafından bu önemli ipek yolu üzerindeki Saideli yakınlarına bir kervansaray yaptırılmıştır.
Raziye Devlet Hatun Kimdir?
Raziye Hatun Anadolu Selçukluları döneminde XIII. asırda Konya’da yaşamış bir sultan hanımdır. Danişmendoğullarından Yağıbasan Oğlu Sinanüddin Yusuf’un Oğlu Muzafferüddin Mahmut Bey’in kızıdır. Muhtemelen I.İzzeddin Keykavus’un hanımıdır. Bedreddin Bremoni’nin de kız kardeşidir. Biremoni Malatya Sancağına bağlı Kahta kazasının bir köyüdür. Bu köy Danişmendoğulları zamanında başşehir idi. Raziye Devlet Hatun ve babasının da bu Biremoni ailesinden geldiğini birçok vesikada görmekteyiz.
Türk tarih ve geleneğine göre birçok vesika, kitabe ve vakfiyelerde hükümdar ailelerinden olan hanımlardan Devlet Hatun diyerek bahsedilmektedir. Muzafferüd-din Mahmut kızı olan Devlet Hatun’un asıl adının ise Raziye olduğu kesindir.
Selçuklular döneminde Kervansaray olgusu oldukça yaygın olup, Raziye Hatun H.620(1223) yılında Saideli Seyrekviran’da kışlık bir kervansaray yaptırmıştır. Bu kervansarayın kitabesinde; “Allah’ım, H.620 yılında bu hanı yaptıran sahibesi olan Mahmut kızı Raziye Hatun’a rahmet eyle.” yazılıdır.
Raziye Devlet Hatun yaptırdığı bu hanına gelir olarak Saideli (Seyrekviran), Kalamıça (Gelemiş), Meydanlı çiftlikleri ile beraber bir de Konya Esediye (Hatuniye) Mahallesinde sekiz odalı, iki sofa, iki ahır samanlığı bulunan bir köşkü vakfetmiştir. Konya’da Alaaddin Tepesi’nin doğusunda Mihmandar Mahallesi, Kınacı Sokağındaki Hatuniye Camii’ni yaptıran da Raziye Devlet Hatun’dur. Bu camiye gelir olarak ta Saideli vilayetine bağlı Meydan (Meydanlı), Seyrekviran ve Kalamıça (Gelemiş) çiftliklerini ve Konya’da üç dükkan ile iki evi vakfetmiştir.
Raziye Devlet Hatun H.620 (1223) yılında öldüğü zaman bu caminin bahçesine gömülmüştür. Kardeşi Bedreddin Biremoni tarafından bu camiye bir minare yaptırılmış olup, bundan sonra bu cami “Kütük Minare” diye de anılmaktadır.
C- KARAMANOĞULLARI DÖNEMİ:
Kadınhanı Karamanoğulları zamanında vilayet olarak idare edilmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Konya ovasını zaptettikten sonra ikiye bölerek yarısını beylerinden Turgut Bey’e diğer yarısını da Bayburt Bey’e taksim etmiştir.(1277)
Turgutoğulları Orta Asya’dan gelerek Anadolu’ya yerleşmiş bir Türkmen aşireti idi. Daha sonra Osmanlı’lardan kaçıp Karamanoğulları’na iltica ederek bu bölgeye yerleşmişlerdir. Karamanoğullarına hep sadık kalmışlardı. Nitekim Karamanoğlu Mehmet Bey 1423-1462 tarihlerinde Turgutoğullarından Pir Hasan Oğlu Ömer Bey’i Saideli vilayetine emir(vali) olarak tayin etmiştir.
Turgutoğulları daha sonraları Halep yoluyla Mısır’a gitmişler. 250 sene sonra Osmanlılar döneminde çıkan afla Ege Bölgesine geri dönmüşler. Manisa Turgutlu ilçesini kurmuşlardır. Turgutoğulları Karamanoğullarının sadık bir emiri olarak Anadolu’da dini, askeri, Kültürel ve içtimai açıdan büyük hizmetler vermişlerdir. Turgutoğlu Hasan Bey Oğlu Ömer Bey Saideli vilayetine bağlı Hatun Köyü (Bugünkü Kadınhanı ilçe merkezi)nde bir tekke yaptırmıştır. Bu tekkeye de Konya’da Mevlana’nın muassır ve müridlerinden olan Cemel Ali (Çocukluğunda Mevlana’yı sırtında taşıdığı için böyle anılır) tarafından yaptırılan mescidin imamı ve muallimi olan Şeyh Turud’u şeyh olarak tayin etmiştir. Daha sonra Şeyh Turud’un oğulları Şeyh Durmuş ve Şeyh Turhan bu zaviyede şeyh ve vakıf mütevillisi olarak bulunmuşlardır.
D- OSMANLILAR DÖNEMİ:
Karamanoğulları Orta Anadolu’nun güneyinde XIII. ve XV. asırlarda hakimiyet kur- muş, hükümranlık sürmüş, bu bölgelerde siyasi, iktisadi ve kültürel açıdan büyük tesirler bırakmışlardır. Ancak Osmanoğulları ile ilişkileri pekiyi değildi. Zaman zaman Osmanlılara karşı isyan bayrağını çekiyorlardı. Osmanlı Padişahlarından Çelebi Sultan Mehmet birçok kez yapılan andlaşmalara uymayan Karamanoğulları’nın üzerine yürüdü.1414 yılında Akşehir’i alarak Konya’ya doğru ilerledi. Karamanoğlu Mehmet Bey barış istedi ve anlaşma yapıldı.
Karamanoğulları’nın son hükümdarı Sarımüddin İbrahim Bey, Fatih Sultan Mehmet’e Kadınhanı, Ilgın, Beyşehir, Seydişehir gibi önemli yerleri terk etti. Kızını Fatih’e verdi. Osmanlı elçisi Kasap oğlu Mehmet Bey’le anlaştı ve bu anlaşmaya ölümüne kadar sadık kaldı.
Bu anlaşmaya rağmen Konya’da yine birçok karışıklık çıkmış, asayiş bozulmuş idi. 1467 yılında Fatih Sultan Mehmet Karamanoğlu devleti üzerine yürüyerek, topraklarını Osmanlı Devleti’ne katıp Karamanoğulları’nı ortadan kaldırmıştır.
Osmanlılar zamanında da Turgutoğlu Ömer Bey’in zaviyesi faaliyetlerini sürdürmüştür. Fatih Sultan Mehmet Han’ın beratı ile bu zaviye dini ve tasavvufi eğitim ve öğretim yapmak üzere tevcih edilmiştir. Tekkenin ilk şeyhlerinden Şeyh Turud’un torunlarından Şeyh Taceddin bu zaviye ve vakıf mülklerinin tasarrufu için görevlendirilmiştir.
Fatih, Saideli’nde bulunan ve Karamanoğullarının sadık taraftarı olan Turgutoğullarının Karamanoğulları ile tekrar birleşerek ayaklanabileceği düşüncesi ile bu bölgeyi başka yerlere göç ettirmeye karar verir. Nitekim bu göç neticesinde Saideli dağılmış, nüfusu azalmıştır. Daha önce vilayet olan Saideli(Kadınhanı) Osmanlı İmparatorluğu zamanında Konya vilayetine bağlı kaza merkezi olarak idare edilmiştir.
XVII. ve XVIII asırlarda Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde olduğu gibi Konya ve Saideli bölgesinde de Aşiretlerin iskan edilmesi, tımar sisteminin bozulması, çiftçilerin toprağını terk etmesi, uzun süren savaşların sonunda üretimin azalması ve paranın değerinin düşerek fiyatların yükselmesi ayrıca vergilerin artması gibi sebeplerle soygunculuk ve eşkıyalık hareketleri çoğalmıştır. İdarecilerin kanunsuz ve keyfi tutumları da otoriteyi zaafa uğratmıştır. Eşkıyalık ve ekonomik çöküntü, halkın fakirliğini artırdı. Toprağını kaybeden köylü, devlete vergisini ödeyemez duruma düştü. Tefecilerden borç almaya başladı. Ahlaki gerileme başladı. Nitekim halk huzursuz olunca evlerini, köylerini ve yurtlarını terk etmeye başladılar. Dolayısıyla Saideli nüfusu ikinci kez azalmış oldu.
E- CUMHURİYET DÖNEMİ
İnevi (Cihanbeyli) Nahiyesi 1926 yılında kaza olmuş ve Yeniceoba Nahiyesi ve Köylerini de alarak Kadınhanı’ndan 25 köy ayrılmıştır.1926 yılında Kaymakam Hami Bey’dir
1883 yılından beri belediye olarak idare edilen Kadınhanı’nda 1937 yıllarında çalışkan vatansever bir insan olan Enver Tuncer hizmet etmiştir. Bu yılda Belediye’nin geliri 12.000 lira idi. Kazanın suyu Softalar, Kangallı ve Kumlu pınarlarının suları birleştirilerek getirildi, çarşı ve mahallelere çeşmeler yaptırılarak taksim edildi. Bu suyun getirilmesi için Hacı Ahmet Hamdi Topbaş 12.000 lira, Hacı Musa Uğur 5.000 lira bağışta bulunmuşlardır. Ayrıca yine bu yıllarda radyo tesisleri ve bando kurulmuştur. 1933 yılında Cumhuriyetin Onuncu yılı kutlamaları yapılmış, Kadınhanı çarşısındaki parka “Cumhuriyetin 10.Yıl Dönümü Anıtı” dikilmiştir.1939 yılında Halk Evi açılmış başkanlığını ise merhum M.Hulusi Altındağ yapmıştır. Yine bu dönemde ilçe merkezindeki mahalleler birleştirilerek 6 mahalle oluşturulmuştur.
Eski Mahalleler |
Yeni İsimleri |
Karamanlı |
Güngören Mahallesi |
Hacıpirli, Hacımuratlı, Karahallı |
Doğanlar |
Tekkenişin, Dirinli, Hacıvelili |
Turgutlu |
Köylü, Hacımehmetli |
Kayabaşı |
Karahisarlı |
Pınarbaşı |
Şahvirdi, Çavundur |
Ünveren |
Kadınhanı civarındaki yakın köyler önceleri Kadınhanı’nın yaylası idi.1800-1900 yılları arasında bu yaylalara yerleşmelerle birlikte bu köylerimiz oluşmuştur. Önceleri yayla iken sonradan kurulan köylerimiz şunlardır:
Alabağ (Koşmar), Çeşmecik, Çubuk, Kamışlıöz, Karasevinç, Kızılkuyu, Küçükkuyu, Köylütolu, Meydalı, Söğütözü (Dırağan), Tosunoğlu, Yağlıca (Tahsin), Yaylayaka (Göğimam), Kurthasanlı, Hacımehmetli, Hacıpirli, Kabacalı, Bayramlı, Karahisarlı, Karakurtlu, Karayörüklü, Konurören, Kökez, Bakırpınarı, Afşarlı, Demiroluk (Kındıras).
Bazı köylerimiz de Osmanlı İmparatorluğu zamanında dışarıdan gelip yerleşenlerce kurulmuştur. Bu köylerimiz ise şunlardır:
Bulgurpınarı (Mehdilli), Pirali, Şahören, Başkuyu, Beykavağı (Kestel), Atlantı, Mahmudiye, Hacıoflazlar, Kolukısa, Sarıkaya.
Cumhuriyet döneminden sonra iskan edilen köylerimiz ise şunlardır:
Pusat, Saçıkara, Örnekköy.
İlçemizin Saideli olan adı 1935 yılında Kadınhanı olarak değiştirilmiştir.1959 yılında Sarayönü nahiyesi ilçe olarak köyleri ile birlikte Kadınhanı’ndan ayrılınca nüfus azalmıştır. Başkuyu Cihanbeyli’den ayrılarak, Örnekköy ve Sarıkaya köyleri ise daha önceleri Yunak İlçesine bağlı iken yapılan referandum sonucunda 1975 yılında Kadınhanı’na bağlanmıştır.
Türkiye genelinde olduğu gibi Kadınhanı’nda da köylerden şehir merkezlerine göç yaşanarak, Tepebaşı, Karakaya ve İstiklal mahalleleri oluşturulmuştur.