Memur-Sen Genel Merkezinde gerçekleştirilen programda katılımcıların sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programı düzenleyen Türkiye Gençlik STK’ları Platformuna teşekkür ederek, gençlerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gençlik hizmetlerine çok önem verdiklerini ve gerçekleştirilen bu forumu da çok önemli ve faydalı bulduğunu kaydetti.
Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim faaliyetlerine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Başkan Erbaş, “Peygamberimize ilk gelen ayet, ‘ikra’ diye başlamış. İkinci gelen sure de Kalem Suresi’dir. Hikmete bakar mısınız? İlk inen ayet ‘oku’, ikinci gelen sure ‘yaz’ diyor adeta. Bizim buradan alacağımız mesaj, ‘bu medeniyetin çocuklarının elinden kitap ve kalem düşmeyecektir, kütüphaneler eksik olmayacaktır.” dedi.
“Camiler, toplumumuzun kalbidir”
Hz. Peygamberin Yesrib’i Medine haline getirmek için ilk yaptığı işin Mescid-i Nebevi’yi inşa etmek olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, mescidin içerisine de okul olan “suffe”yi kurduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Cami eğitimden uzak kalamaz. Camiyi ilimden, irfandan, eğitimden uzak bırakırsanız cami gerçek fonksiyonunu icra edemez. Bugün Türkiye'de 90 bin camimiz var. Ben bütün hocalarımıza diyorum ki, ‘Bizler nasıl ki Peygamberimizin, Peygamberlerin varisi isek bütün camilerimiz de Mescid-i Nebevi’nin varisi. Camilerimizin içini biz ‘suffe’ haline getirdiğimiz zaman Peygamber varisliği vazifemizi yerine getirmiş olabiliriz. Yoksa namaz kılmak için açılıp kapanan mekanlar olarak camileri tutmak büyük bir vebaldir.
Camiler bizim toplumumuzun kalbidir. Camileri toplumumuzun her kesiminin ilim, irfan, bilgi, hikmet sahibi olabilmesi için değerlendirmemiz lazım. Cami dersleri var. Cemaatimiz ne zaman uygunsa hocalarımız, camilerimizi ilim, irfan, bilgi, hikmet merkezi haline getirebilmek için elinden gelen gayreti gösteriyorlar.”
Başkan Erbaş, 4-6 yaş ve ihtiyaç odaklı Kur’an kurslarıyla her yaştan vatandaşa uygun programlar yaptıklarını aktardı.
“İnanan bir kul, özgür bir kuldur”
Ancak Allah’tan yardım dileyen ve ancak Allah’a ibadet eden, inanan bir kulun özgür bir kul olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, Müslümanın İslam’da özgürlükleri kısıtlıyor gibi gözüken birtakım yasaklara gitmeyerek aslında kendisini özgürleştirdiğine işaret ederek, “Kendisini özgür olarak addedip de bütün yasaklara dalmış bir insan özgürlüğünü kaybetmiş insan demektir. Kendisini o yasaklara tutsak olarak, adeta o kötülüklerin içerisine atarak özgürlüğünü kaybetmiş insan olarak da ben buna bakabilirim.” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aileye yönelik yapılan çalışmalara ilişkin bir soru üzerine, Başkanlık olarak yurt içindeki vatandaşlara ve yurt dışındaki millet varlığına yönelik birçok çalışma yaptıklarını anlatan Başkan Erbaş, aile içi saygıyı, sevgiyi, bilgilendirmeyi ve aile içi eğitimi geliştiren çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Din ile bilimin karşıtmış gibi sunulmasının yanlış olduğunu anlatan Başkan Erbaş, “Bizim medeniyetimizde dinle bilimin çatışması diye bir şey asla olamaz, hiç olmamıştır. Hatta biz ilimleri tasnif ederken dini ilimler, din dışı ilimler diye bir tasnifte bulunmuyoruz. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf ne kadar dini ilimse tıp da matematik de astronomi de fizik de o kadar dini bir ilimdir diyoruz. İlim, müminin yitiğidir, nerede olursa alır.” açıklamasında bulundu.
Ülkemizde, aynı dine mensup olmalarına rağmen Balkanlardan gelenlerle Ortadoğu’dan gelenlere bakış açısının neden aynı olmadığına dair bir soru üzerine Başkan Erbaş, Lawrance’ın ve zihniyetinin, Ortadoğu’da yıllar önce yaptığı çalışmaların sonucu oradaki insanlarla ülkemizdeki insanları birbirlerine düşman etmeye çalıştıklarını anlattı.
Başkan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun altında tamamen bir emperyalizm anlayışı yatıyor. Bu, Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren özellikle Ortadoğu'da emperyalistlerin yapmış olduğu çalışmaların meyvesidir. Lawrance’ı bilirsiniz, Arapları Türkiye'ye karşı, Osmanlı'ya karşı nasıl kışkırttığını, çeşitli hatıralardan, tarihi bilgilerden okumamız mümkün. Balkanlar'dan Türkiye'ye büyük göçler, büyük, ailevi birleşmeler olmuş. Adeta Balkanlar'dan geldiğini unutmuş bile insanlar. Böyle bir kaynaşma olmuş. Balkanlar ile Orta Doğu'yu bir tutmak mümkün değil. Ortadoğu'nun altındaki emperyal bir takım anlayışlar hala devam eden, Arap deyince tüyleri diken diken olan, Arapça deyince hala şu anda yok mu? İşte ‘sizleri kovacağız, göndereceğiz’... Yani Orta Doğu'dan gelen turistlerin bile gelmesini engelleyecek hareketler yok mu Türkiye'de? Irkçılık bizim dinimizde yasaktır. Peygamber Efendimiz, ‘Irkçılık yapan bizden değildir.’ buyuruyor. En kötü hastalıklardan birisi olan bu hastalıktan gençler olarak uzak durmamız lazım.”
Yanlış din anlayışlarından uzak durulması gerektiğine vurgu yapan Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak din eğitimi çalışmalarında çocuklara, gençlere ibadetlerin hikmetlerini öğretmeye çalıştıklarını, okullardaki dini eğitimlerde de doğru dini bilgiyi gençlere ulaştırmak için gayret sarf edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hurafelerle mücadele etme ve sahih dini bilgiyle toplumu buluşturma noktasında geleneksel medya araçlarının yanı sıra dijital anlamda da çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Kuran-ı Kerim’in hayat rehberi olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, Müslümanların hayatlarını Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamberin sünnetine göre yaşaması gerektiğini belirtti.
Başkan Erbaş, Başkanlığın gençlere yönelik yaptığı çalışmaları aktararak gençleri bu çalışmalara davet etti.
Sosyal medyada yanlış dini bilgilerin yayıldığına dikkat çeken Başkan Erbaş, sosyal medyada bu tür bilgileri yayanlara karşı gençleri uyardı.
“Hiç söylemediğim bazı sözleri bana itham ederek yayan binlerce, milyonlarca insanın zihnini bulandıran insanlar var.” ifadesini kullanan Başkan Erbaş, aynı dezenformasyonun İslam dini ile ilgili de yapılarak, İslam dininden insanların uzaklaştırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Başkan Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gücümüzün üzerine çıkarak bunları engellemeye gayret ediyoruz. Sorumluluğumuz tamdır. Gençlerimizin daha doğru bilgilerle donatılması konusunda hep birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyoruz, bu konuda mücadele ediyoruz. Sizlerden ricamız sosyal medyanın doğru kısımlarından uzak kalmayın.” değerlendirmesinde bulundu.
13 ilden 300 gencin katılımıyla gençlerin inanç ve din algısı üzerine konuştuğu foruma, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Gençlik STK'ları Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Ustaosmanoğlu ve davetli gençler katıldı.