Kulu, klasik devirlerde “Drya Harabeleri” üzerine kurulmuştur. İlçenin 300 yıllık bir geçmişi vardır. 1708 yıllarında Kulupoğlu Mustafa Bey’in Afyon dolaylarından (Afyon-Karabağ) ailesi ve kendisine bağlı aşiret beyleri ile birlikte Kulu’nun şimdiki bulunduğu yere gelerek yerleşmesi ile iskân başlamıştır. Zaman geçtikçe insanlar obalar halinde etrafa dağılarak ve çeşitli yerlerden gelen diğer insanlarla kaynaşarak köy ve mahalleleri oluşturmuşlardır.Aşiret beyinin isminin Kulupoğlu Mustafa (Kulu Beyi) olmasından ötürü, ilçemizin adı Kulu olarak söylenmeye başlanmış ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte bu isim kesinlik kazanmıştır.100-150 yıl kadar önce birtakım aşiretler Osmanlılar tarafından Erzurum, Muş, Ağrı çevresinden alınarak ilçeye iskân ettirilmiştir. Ayrıca daha sonra Kırım, Türkistan taraflarından gelenler de ilçemizin köy ve kasabalarına yerleştirilmişlerdir.1926 yılında bucak olan Kulu önce Şereflikoçhisar ilçesine, 1933 yılında da Cihanbeyli ilçesine Nahiye olarak bağlanmıştır. 1954 yılında Ankara’nın Haymana ve Bala ilçelerine bağlı köylerden birkaçı Kulu sınırlarına dahil edilmiş ve Konya İlinin bir ilçesi olmuştur.Kulu, coğrafi konumu itibariyle 35,5 Doğu meridyeni ile 39,5 Kuzey paralelleri üzerindedir.
İlçenin Kuzeyinde; Bala ve Haymana ilçeleri, Güneyinde Cihanbeyli ilçesi ve Tuzgölü, Doğusunda Şereflikoçhisar ilçesi, Batısında Cihanbeyli ve Haymana ilçeleri vardır.
Kulu, Ankara'ya 110 Konya'ya 148 km. uzaklıktadır.
Kulu, 1000 rakımlı olup 2880 km2 yüzölçümü genişliğindedir. Ankara ile yaklaşık aynı meridyen üzerinde bulunmaktadır.İlçeye bağlı 7 kasaba ve 28 köy bulunmaktadır.İlçe Merkezinde ise 10 mahalle mevcuttur.Kulu, klasik devirlerde “Drya Harabeleri” üzerine kurulmuştur. İlçenin 300 yıllık bir geçmişi vardır. 1708 yıllarında Kulupoğlu Mustafa Bey’in Afyon dolaylarından (Afyon-Karabağ) ailesi ve kendisine bağlı aşiret beyleri ile birlikte Kulu’nun şimdiki bulunduğu yere gelerek yerleşmesi ile iskân başlamıştır. Zaman geçtikçe insanlar obalar halinde etrafa dağılarak ve çeşitli yerlerden gelen diğer insanlarla kaynaşarak köy ve mahalleleri oluşturmuşlardır.Aşiret beyinin isminin Kulupoğlu Mustafa (Kulu Beyi) olmasından ötürü, ilçemizin adı Kulu olarak söylenmeye başlanmış ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte bu isim kesinlik kazanmıştır.100-150 yıl kadar önce birtakım aşiretler Osmanlılar tarafından Erzurum, Muş, Ağrı çevresinden alınarak ilçeye iskân ettirilmiştir. Ayrıca daha sonra Kırım, Türkistan taraflarından gelenler de ilçemizin köy ve kasabalarına yerleştirilmişlerdir.1926 yılında bucak olan Kulu önce Şereflikoçhisar ilçesine, 1933 yılında da Cihanbeyli ilçesine Nahiye olarak bağlanmıştır. İlçemiz bozkır bitki örtüsüne sahiptir. İlçe arazisinin büyük bir bölümü engebesiz olduğu için ziraata elverişlidir. Çiftçiler tarafından araziye son yıllarda pancar, kimyon, mercimek ve anason ekilmektedir. Ekim genellikle nöbet usulü yapılmakla beraber artezyen kuyularının gittikçe çoğalması üzerine çift mahsul alma usulü de geliştirilmektedir. Çift mahsul almada genellikle arpa ve buğday başta olmak üzere pancar, kimyon, mercimek, aşpir, mısır ve anason ilave edilebilir. İlçemiz makro klima iklim tiplerinden karasal iklim tipine girer. Bu sebeple ilçede iklim kışlar sert ve soğuk, yazları ve özellikle Temmuz ve Ağustos ayları kurak ve sıcak geçer.