19.12.2017

Kudüs Ziyaretinde Yapılanlar Ve Yapılması Gerekenler

Kudüs Haremi bakımsız ve kirli. Yahudi Devletinin hiç bir yatırım, yardım ve desteği yok. Eksik olsun! Lakin Müslümanlar da yapabileceklerini yapmış görünmüyor. Daracık sokaklarına atılan çöpleri atmamak yahut günlük olarak toplamak, harem bölge sınırları içerisinde sigara içmemek ellerinde olsa gerek. Duvarlarından sarkan onlarca kabloyu toplamak zor olmasa gerek. Bir de bazı Filistinli esnafın, yerli halkın Türkleri, kendilerine yardım için gelmiş zengin para babaları gibi görmesi biraz rahatsız edici.

Bir Türk kafilesi görünce mehteri, tomburayı çalmaları, Türk bayrağı asmaları, Türkçe birkaç kelime söylemeleri… Elbette bunları samimi yapanlar da vardır. Ancak bunu bir satıcının malını satarken yapması, bir dilencinin dilenirken yapması hemen sırıtıyor! Bir mescid sohbetinde imam, sizin dedeniz Abdülhamit Filistin’i Yahudiye satmadı deyince ben gayr-i ihtiyari, peki Filistini kim sattı deyiverdim. Osmanlıyı kim sattı, Ürdün askerleri neyin karşılığında savaşsız Lut gölü çevresindeki siperleri terk etti; Suriye askerleri nasıl Golan tepelerini bırakıp gittiler, az da olsa Filistindeki yurtlarını nasıl satmaya devam ediyorlar, diyesim geldi ama diyemedim. Tabiki gelinen noktada hepimiz sorumluyuz, ama en fazla bu toprakların son sahipleri sorumlu. Şerif Hüseyin, onun iki oğlu Ürdün kralı Abdullah, Irak kralı Faruk öncelikli sorumlu. Petro dolarları doğrudan yahut dolaylı Yahudiye peşkeş çekenler sorumlu değil mi?

Tarihi mekanlarda doğru dürüst tanıtım levhası yok, olan levhaların da yazıları solmuş okunmuyor. Kısa yazılı levhalar olsa, çoğu mekan rehbersiz ve daha bilinçli gezilebilir. Rehberlerin verdiği bilgilerin çoğu Yahudi-Hıristiyan İsrailî bilgilerle karışmış durumda. Aktarırken sanki şeksiz şüphesiz gerçeklermiş gibi anlatılıyor. Hikâye menkıbe söylence türü esatir ve efsaneleri anlatmak nedense herkesin hoşuna gidiyor. Gezilen yerlerin bize bakan mesajları hiç anlatılmıyor. Sözgelimi:

Ziyaret edilmek için ne yapılsa değer olan üç kadim mescidin, yeryüzü mescidinin öncüleri olduğu… Bu toprakların dört kutsal kitabın okunduğu ve yaşandığı yer olduğu… Pek çok Kur’ân kıssasının yazıldığı yer olduğu… O üç mescid merkezli başlatılan Tevhid Mücadelelerinin hepimiz için örnek olduğu… Yeryüzü mescidinin bu üç mescid rehberliğinde imar edilmesinin gereği… Bu üç mescidin tarihi kahramanlarının izinden gidilecek örnek şahsiyetler olduğu… Yüce Yaratıcının cinler dâhil tüm her şeyi ve herkesi, Süleyman ruhuna sahip olanların her şeyi emrine amade kılacağı... Allah’ın evleri mescidlerin en güzel, en görkemli ve en şaheser şekilde yapılmasının gereği… Her fani gibi peygamberlerin de çile çektiği ve ölümlü olduğu… Sultan peygamber de olsa dünyanın hiç kimseye kalmadığı... Ne kadar azgın olursa olsunlar, zalimlere de dünyanın ve dünyada yaptıklarının yanlarına kalmayacağı… Sınav dünyasının hemen herkes için acı tatlı, zevkli ve çileli olaylarla dopdolu olduğu… Tevhid mücadelesinde nice erkek kahramanlar gibi, Hz. Sara, Hacer, Meryem, Rabia gibi pek çok hanımın da yer aldığı…

İmkân bulan her Müslüman Kudüs’ü en az bir kere ziyaret etmeli. İkinci sefer için imkân buluyorsa parasını emin ellerle Filistin’e göndermeli. Gönderemiyorsa yine gitmeli ve Kudüs ruhuyla yenilenmeli. Gençler için Kudüs turları düzenlenmeli.

Rehberler tarihi ayrıntılara çok giriyorlar, mesajlara gelemiyorlar. Oysa her ziyaret edilen yerin bize bakan yanı anlatılmalı.

İsrailî rivayetler, İslam tarafından onaylanmış gibi anlatılıyor. Halbuki bu anlatılanların bir kısmı bizim temel kaynaklarımızdaki bilgilerle uyuşmuyor. Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın krallıklarının öne çıkarılması gibi, oysa onlar önce peygamber sonra sultandılar. Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi, çarmıhını taşıması, çarmıh ağacını taşırken yere düşmesi, yolda ağlaması vb. Halbuki Hz. İsa ne çarmıha gerildi, ne de öldürüldü, O ilahî koruma altında dünyadan ayrıldı.

Tarihî yapılar üzerinde neredeyse hiç tabela yok, rehberler doğru ve özlü bilgilerle bu yapıları tanıtmalı.

Kudüs anlaşılmadan ne Kudüs davası güdülebilir, ne dünya ahvali anlaşılabilir. Kudüs’e  % 80 Türkiye’den olmak üzere yılda 40 bin Müslüman ziyarete geliyor. Bunun yanında yılda 3 milyon Hıristiyan Kudüs’ü ziyaret ediyor. Özetle ilk kıblemiz Kudüs müminlerini bekliyor. Onlarla kucaklaşmak için.

Unutmayalım biz nasihatlerden ders almamaya devam edersek, musibetlerle uyarılmaya devam edeceğiz.
 

Prof. Dr. Ali AKPINAR
Konya İl Müftüsü